Devrimci sol, kuvvet kullanmak zorunda
Tarihçi Halil Berktay’ın “1 Mayıs 1977, derin hükümet kırımı değildi… Ölümlere sokak açan, sol grupların silahlarını ateşlemesiyle kitlenin paniğe kapılmasıydı” demesi tartışmalara sokak açtı.Böylece sol ve kuvvet sualleri gündeme geldi: 1960’lardan 1980 darbesine uzanan aşamada, solun silahlanması kaçınılmaz mıydı? Sol, silahsız maçla, başka bir deyişle demokratik siyasetle yetinemez miydi?
Bu suallere farklı yanıtlar verildi. Fakat mühim bir puan noksan bırakıldı. Ne meydana geldiğini anlatmaya
çalışayım… Öncelikle bir noktanın altını çizeyim: Aşağıda, kendine “devrimci” diyen, “Marx’ın, Lenin’in izinden gittiğini” söyleyen sosyalist solun, şiddetle meydana gelen ilişkisine değineceğim. (Başka Bir Deyişle, sözgelişi, toplumsal demokratlar konumuzun dışında…)Varacağım noktayı baştan söyleyeyim: Devrimci sosyalistler şiddete müracaat etmek zorunda. Zira politika teorileri bunu gerektiriyor.Yani derin devletin komploları ve faşist saldırılar filan olmasa da… Bu gruplar zaman geliyor olacak, silaha sarılacaktır.